Türkiye’nin 2024 yılı bütçe dengesi, beklenenden daha büyük bir açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, yılın ilk sekiz ayında bütçe açığı 186 milyar lira olarak kaydedildi. Bu, bütçenin sürdürülebilirliği ve mali disiplini konusunda endişelere yol açtı. Ekonomistlere göre, artan kamu harcamaları ve gelirlerdeki düşüş, bütçe açığının daha da büyümesine neden oldu.
Bütçe açığının yükselmesinde en önemli etkenlerden biri, kamu harcamalarının artışıdır. Deprem felaketi sonrası başlatılan yardım ve iyileştirme çalışmaları, hükümetin büyük bütçe kaynakları ayırmasına yol açtı. Ayrıca, sosyal yardımlar ve sübvansiyonlar gibi harcamalar, halkın alım gücünü korumak için önemli bir yük oluşturdu. Ancak, tüm bu harcamalar, gelir tarafında karşılanamayan açıklar doğurdu.
Gelir tarafındaki düşüşün sebepleri arasında, özellikle vergi gelirlerindeki azalma öne çıkıyor. Ekonomik yavaşlama, bazı sektörlerde faaliyetlerin daralmasına yol açarken, bu da vergi tahsilatlarını olumsuz etkiledi. Ayrıca, döviz kuru dalgalanmaları ve enflasyon, tüketici harcamalarında azalmaya yol açtı ve vergi gelirlerinin büyümesini engelledi.
Bakanlık, bütçe açığının kısmi olarak faiz ödemelerindeki artıştan kaynaklandığını da belirtti. Yüksek faiz oranları, devletin borç ödeme yükümlülüklerini artırırken, bu da bütçede büyük bir açık yaratıyor. Kamu borcunun finansmanına yönelik artan maliyetler, bütçe dengesizliğini daha da derinleştiriyor.
Bütçe açığının giderek büyümesi, Türkiye’nin ekonomik istikrarı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ekonomistler, büyüyen bütçe açığının enflasyonu daha da artırabileceği ve dış borç yükünü ağırlaştırabileceği uyarısında bulunuyor. Hükümetin, özellikle bütçe dengesini sağlamak ve sürdürülebilir maliye politikaları oluşturmak adına yeni önlemler alması gerektiği belirtiliyor.
Bu süreçte, ekonominin daralmasını engellemek ve kamu maliyesini disipline etmek için reformların hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bütçe açığının önümüzdeki aylarda nasıl şekilleneceği ve hükümetin bu konuda nasıl bir strateji izleyeceği, ekonomi gündeminin en önemli maddelerinden biri olacak gibi görünüyor.