ABD eski Başkanı Donald Trump, yönetiminin uyguladığı pek çok tarifenin yasadışı olduğu yönündeki bir federal temyiz mahkemesinin kararını tersine çevirmek amacıyla Yüksek Mahkeme’ye başvurmayı planladığını duyurdu. Bu adımın, uluslararası ticaret savaşını sürdürme yetkisini kaybetmesi durumunda ABD ekonomisinin ciddi şekilde zarar göreceği iddiasıyla geldiği dikkat çekiyor. Trump, Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, “Eğer tarifeleri kaldırırsanız, üçüncü dünya ülkesi olma riskiyle karşı karşıya kalırız” diyerek, tarifelerin ekonomik istikrar için hayati önem taşıdığını vurguladı.
Ancak ekonomistler, Trump’ın bu durumu abarttığı görüşünde birleşiyor. Tarife yetkilerinin geleceği, özellikle hukuk alanında büyük bir belirsizlik içinde bulunuyor. Geçtiğimiz Cuma günü, bir federal temyiz mahkemesi, Trump’ın, hemen hemen tüm ABD ticaret ortaklarına yüksek gümrük vergileri uygulama yetkisinin çok fazla aşıldığına karar verdi. Bu, Trump yönetiminin karşılaştığı ikinci büyük hukuki yenilgi oldu ve mahkeme, Trump’ın tarifelerini 14 Ekim’e kadar sürdüreceğini belirtti. Bu durum, Beyaz Saray’a Yüksek Mahkeme’ye itiraz etmesi için bir fırsat sunuyor. Ancak mahkemenin kararı, Trump’ın ticaret stratejisinin temelini tehdit ediyor.
Trump, tarife uygulamalarının ABD ekonomisi için kritik öneme sahip olduğunu ve bu yetkilerin kaybedilmesi durumunda büyük miktarda gelir kaybı yaşanabileceğini ifade etti. Yüksek Mahkeme’nin itirazı hızlı bir şekilde değerlendirip değerlendirmeyeceği ise belirsizliğini koruyor. Hukukçular, Trump’ın geniş tarifeler uygulama iddialarına karşı itirazlarını sürdürüyor. 1970’lerde yürürlüğe giren Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA), başkana küresel tehditlere karşı yaptırımlar ve ambargolar uygulama yetkisi vermek amacıyla oluşturulmuştu. Trump, bu yasayı, ikinci döneminde sürekli olarak tarifeleri uygulamak için kullanmıştı. Ancak temyiz mahkemesi, bu yasanın başkana sınırsız yetki verdiği görüşüne katılmadı.
Mahkeme, 7-4 oy çokluğuyla, Kongre’nin başkana bu kadar geniş yetkiler vermek istemediği tespitinde bulundu. Bu karar, küçük işletmeler ve eyaletler tarafından kazanılan bir davanın ardından geldi. Trump, bu kararı sosyal medya üzerinden sert bir dille eleştirdi ve mahkemeyi partizanlıkla suçladı. Tarife uygulamalarının kaldırılması durumunda ABD’nin büyük yatırım kaybı yaşayabileceğini belirten Trump, “Radikal sol bir mahkeme bu tarifeleri iptal ederse, tüm bu yatırımlar hemen iptal olacaktır!” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, tarife itirazlarının uzun sürebileceğini ve ithalatçılar tarafından ödenen tarifelerin geri ödenip ödenmeyeceği konusunda belirsizlikler olduğunu belirtiyor. Trump, elinde başka tarife araçları bulunsa da, bunların acil durum yetkilerinden daha sınırlı olduğunu ifade ediyor. Örneğin, 1962 Ticaret Genişleme Yasası’nın 232. Bölümü, başkanın belirli ürünler üzerinde ulusal güvenlik gerekçesiyle tarifeler uygulamasını sağlıyor; ancak bu süreç daha fazla araştırma ve müzakerelere ihtiyaç duyuyor. Trump, çelik ve otomobiller gibi ürünler için bu yetkilerini kullanmıştır.
Tarife uygulamalarının genişletilmesi için başka ticaret yasaları bulunsa da, bunlar sınırlı bir süreyle geçerlidir. Örneğin, 1974 Ticaret Yasası’nın 122. Bölümü, başkanın 150 gün boyunca dünya genelinde yüzde 15’e kadar tarifeler uygulamasına izin vermektedir. Trump, Yüksek Mahkeme’ye başvurmayı planlarken, başkanlık yetkilerini Kongre üzerinden artırma niyetinde olmadığını belirtti. Bu durum, ABD’nin önemli ticaret ortaklarının, mahkeme kararına karşı nasıl bir tepki vereceği konusunda belirsizlik oluşturuyor.
Özellikle Avrupa Birliği gibi bazı büyük ticaret ortakları, ABD’nin mahkeme kararına bağlı kalmayacaklarını ifade ettiler. Uzmanlar, bu tür bir mahkeme kararının, ABD’nin uluslararası ticaret anlaşmalarını nasıl etkileyeceği konusunda endişeli. ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, mahkeme kararının aleyhinde bir sonuç çıkması durumunda, uluslararası ticaret anlaşmalarının tehdit altında olabileceğini belirtti. Bu durum, yürürlükteki anlaşmaların geri çekilmesi ve devam eden müzakerelerin bozulması riskini beraberinde getirebilir.
Sonuç olarak, Trump’ın tarife uygulamaları ve bu konudaki hukuki mücadele, ABD ekonomisi üzerinde önemli etkilere yol açacak gibi görünüyor. Yüksek Mahkeme’nin vereceği karar, sadece ticaret politikalarını değil, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de derinden etkileme potansiyeline sahip. Ekonomik istikrarın ve uluslararası ticaretin geleceği, bu hukuki sürecin sonucuna bağlı olarak şekillenecektir. Tarife politikalarının ve Yüksek Mahkeme sürecinin, hem iç ekonomiyi hem de ABD’nin dünya üzerindeki ticaret ilişkilerini nasıl etkileyeceği, önümüzdeki günlerde dikkatle izlenecek bir konu olarak öne çıkıyor.
https://shorturl.fm/Vo7Nr
https://shorturl.fm/B9UoN
https://shorturl.fm/FjbYI