Türkiye’nin stratejik madenlerinden biri olan lityumda sevindiren gelişme yaşandı. “Beyaz petrol” olarak anılan lityumun yerli rezervlerinden çıkarılması için üretim süreci resmen başlatıldı. İşte detaylar…
Enerji Dönüşümünün Kalbinde: Lityum
Küresel ölçekte enerji dönüşümünün temel taşı olan lityum, elektrikli araçlardan batarya teknolojilerine kadar pek çok alanda stratejik öneme sahip. “Beyaz petrol” olarak adlandırılan bu değerli maden, dünya genelinde enerji bağımsızlığı arayışındaki ülkeler için kritik bir rol oynuyor. Türkiye’de ise yapılan son keşif, bu alandaki potansiyelin gözler önüne serilmesini sağladı.
Yerli kaynaklardan elde edilecek lityumun, ithalata bağımlılığı azaltacağı ve özellikle elektrikli araç bataryaları, mobil cihazlar, enerji depolama sistemleri gibi alanlarda Türkiye’ye büyük bir ekonomik değer katacağı belirtiliyor.
Devreye Alındı: İlk Üretim Hattı Çalışıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın öncülüğünde yürütülen proje kapsamında, Eskişehir yakınlarında keşfedilen yüksek saflıktaki lityum rezervi için ilk üretim adımları atıldı. Türkiye’nin kamu enerji kuruluşu olan Eti Maden, bu süreci yöneten kurum olarak öne çıkıyor.
Yapılan açıklamaya göre:
- Pilot tesis faaliyete geçirildi
- Yıllık 600 ton lityum karbonat üretimi hedefleniyor
- Atık sıvıdan geri kazanım yöntemiyle çevreci üretim sağlanıyor
- Yerli batarya üretiminde doğrudan kullanım için rafine lityum elde ediliyor
Bu gelişmelerle birlikte Türkiye, Avrupa’da lityum üretebilen sayılı ülkelerden biri olma yolunda ilerliyor.
Lityum Neden “Beyaz Petrol” Olarak Anılıyor?
Lityum, sahip olduğu ekonomik ve stratejik değer nedeniyle “beyaz petrol” unvanını aldı. Sebepleri ise şöyle sıralanabilir:
- Yüksek talep artışı: Elektrikli araç pazarının büyümesiyle birlikte lityuma olan ihtiyaç da hızla artıyor.
- Düşük arz: Dünya genelinde sınırlı sayıda üretici ülke bulunuyor.
- Enerji depolamada vazgeçilmez: Lityum-iyon piller günümüzde enerji depolama teknolojilerinin temelini oluşturuyor.
- Jeopolitik önemi: Lityum kaynaklarına sahip ülkeler, stratejik üstünlük elde ediyor.
Bu yönleriyle lityum, fosil yakıtların yerini alacak kadar önemli görülüyor. Türkiye’nin bu yarışta yerini alması, ekonomik ve politik açıdan büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yatırım ve Teknoloji Hamlesi
Lityum üretimi için sadece doğal rezervler değil, aynı zamanda gelişmiş teknolojiler de büyük önem taşıyor. Eti Maden tarafından kurulan pilot tesis, atıktan lityum geri kazanım teknolojisini baz alıyor. Bu yöntem, özellikle bor madeni üretimi sırasında ortaya çıkan sıvı atıklardan lityum elde edilmesini sağlıyor.
Bu çevreci yaklaşım sayesinde:
- Su ve toprak kirliliği azaltılıyor
- Atıkların ekonomik değere dönüşmesi sağlanıyor
- Sürdürülebilir üretim modeli oluşturuluyor
İlerleyen aşamalarda bu tesislerin sayısının artırılması ve farklı bölgelerde benzer modellerin uygulanması hedefleniyor.
Yerli Batarya Üretimine Büyük Katkı
Türkiye’nin elektrikli araç projesi TOGG başta olmak üzere birçok yerli sanayi girişimi için lityum büyük önem taşıyor. Batarya üretiminin en pahalı bileşeni olan lityum karbonat, daha önce dışarıdan temin ediliyordu. Ancak yerli üretimin başlamasıyla birlikte:
- Batarya maliyetleri düşecek
- Yerli üretim oranı artacak
- Dış ticaret açığı azalacak
- TOGG gibi yerli markaların rekabet gücü yükselecek
Özellikle Aselsan, TÜBİTAK, Aspilsan gibi kurumların batarya geliştirme projeleri için de bu üretim önemli bir kaynak sağlayacak.
Türkiye’nin Lityum Yol Haritası
Enerji ve madencilik alanındaki dönüşüm stratejisinin temel taşlarından biri olan lityum, Türkiye’nin Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında öncelikli madenler arasında yer alıyor. Bu bağlamda yapılan planlamalar şunları içeriyor:
- 2026 yılına kadar yıllık üretimin 1000 tonun üzerine çıkarılması
- Lityum karbonat dışında farklı lityum bileşiklerinin de üretilmesi
- Tam entegre batarya üretim zincirinin kurulması
- Ar-Ge yatırımlarıyla ileri işleme teknolojilerinin geliştirilmesi
Bu adımlar tamamlandığında Türkiye, sadece kendi ihtiyacını karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda lityum ihracatı yapan ülkeler arasında da yer alacak.
Lityum üretiminin başlaması, enerji bağımsızlığı açısından olduğu kadar çevreci üretim modelleri, teknoloji yatırımları ve yerli sanayinin güçlenmesi açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye, bu stratejik madenle küresel enerji dönüşümünde söz sahibi olmayı hedefliyor.